Geçen hafta, yaptığı işe aşık bir adamla harika bir gün geçirdim. Sevgili Seyit Karagözoğlu’nun, İzmir Kaynaklar’daki bağlarını yerinde görüp, yakında piyasaya çıkacak şaraplarını yudumladım.
10 sene önce her şeyi bırakıp Amerika’ya aşçılık eğitimi almaya gittim. Bugün o zaman verdiğim karardan ötürü gayet mutluyum. Şu anda her şeyi bırakıp, yeni bir meslek seçmem gerekseydi, hiç düşünmeden şarap eğitimi almaya giderdim.
Türkiye’de şarapçılık her türlü engellemelere rağmen yükseliyor ve yükselen değer olmaya da devam edecek. Butik şarapçıların, kaliteli ama kısıtlı sayıdaki üretimlerinin bunda payı fazla. Artan rekabetten en çok biz tüketiciler yararlanıyoruz. Fiyatlar zaman içerisinde öyle ya da böyle inecek ve kalite artmaya devam edecek.
Geçen hafta, bu butik üreticiler arasında sivrilen ve uzun zamandır zevkle içtiğim Paşaeli şaraplarının bağlarına gittim. İster yemek ister içecek olsun, bir ürünün nereden geldiğini görmek ve arkasındaki hikayeyi bilmek bana keyif veriyor. Şarap üreticiliği en meşakkatli ve zor işlerin başında. Meşhur bir şarap üreticisine “Şarap üretiminin kolay bir meslek olup olmadığı” sorulduğunda, “Sadece ilk 100 yılın zor olduğunu, sonrasının oldukça keyifli olduğunu” söylemişti. Özellikle ilk senelerde, sabırla
bekleyip, büyük bir yatırım
yapmak gerekiyor…
https://www.milliyet.com.tr/cadde/murat-bozok/tutku-ve-vizyon-pasaeli-1313755